Atatürk'ün son ziyaret ettiği yer, Erdek'ti
Ben bir Erdek çocuğuyum. Dünyaya gözlerimi, Marmara'nın şirin kenti Erdek'te açmışım. Yedi yaşında bir çocuk olmama rağmen, 1938 yılının 24 Haziran'ını unutamıyorum. Erdekliler olarak bütün halk, sahil boyuna toplanmıştı. Atatürk, Erdek'e gelmişti. Atamızı getiren Savarona yatı süzülerek, Erdek'e girmişti. Başta Yavuz olmak üzere donanma da Erdek'teydi.
Ata'mızın, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak bastığını biliyoruz. Hatta, 19 Mayıs'ı, kendisinin doğum günü olarak kabullenmesini de...Zamanın İngiliz kralı, İstanbul ziyaretinde, Atatürk ile dost olur. Dönüşünde de, İstanbul'dan Viyana'ya kadar, Atatürk'ün tahsis ettiği özel trenle gider. Majeste, bir vesile yaratıp, Atatürk'e bir dostluk mesajı göndermeyi düşünür; diplomatik yollardan, Atatürk'ün doğum gününü sordurur. Büyük önder, "Benim için 19 Mayıs'tan daha iyi bir doğum günü olabilir mi?" diyerek, cevabı bu şekilde verdirir.
Ata'nın yaşamında bir de 24 Haziran 1938 tarihi var. Büyük önderi aramızdan alan hastalık, 1938 yılının yaz aylarında ortaya çıkmış, Savarona yatı da, bu dönemde satın alınmıştır. Ancak Atatürk, Savarona'ya bir kez binmiş, vatan topraklarından bir tek kenti, Savarona ile ziyaret etmiştir.
Atatürk'ün son ziyaret ettiği yer, Erdek'tir. Bu satırların yazarı, o tarihte, 7 yaşında Erdekli bir çocuk olmasına rağmen, 24 Haziran 1938 günü, halkın, Ata'mıza gösterdiği sevgi gösterisi belleğinden çıkmamıştır.
Büyük önder, Cumhuriyet kuşaklarına hitaben, "Beni tanımak, yüzümü görmek, sesimi işitmek değildir" demişti. Çünkü, kendisini rahatsız etmeye başlayan hastalığı nedeniyle karaya çıkmamıştı. Gemiden Erdeklileri selâmlaması, halkın büsbütün coşmasına yetmişti. Savarona, Erdek'ten ayrıldıktan sonra İstanbul'a dönmüş, daha sonraki günlerde de Ata'mız, Dolmabahce Sarayı'nın 71 numaralı odasına nakledilmişti. Ecel, Erdek'i ziyaretinden 139 gün sonra Ata'mızı elimizden aldı.
Atatürk'ün, Erdek'e gelişi acaba bir tesadüf mü? Yoksa önceden tasarlanmış, özel anlamı bulunan bir ziyaret mi? Eğer özel olarak seçildiğini düşünürsek, "neden Erdek?" sorusuna da yanıt arayabiliriz.
Erdek, Başkomutan Mustafa Kemal'in ordularının savaşarak kurtardığı son vatan parçasıdır. Kurtuluş Savaşı'mızın son şehitleri de, Erdek'in kurtuluşu sırasında verilmiştir. 30 Ağustos 1922 sabahı, Afyon'da, Yunan ordusunu bozguna uğratan Kemalist kuvvetler, "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" komutasını alarak, 9 Eylül 1922'de, İzmir'e girdi. Marmara yöresinin düşmandan temizlenmesi ise eylül ayının üçüncü haftasına kadar sürdü. 17 Eylül'de Bandırma, 18 Eylül 1922 günü de, Erdek kurtarıldı.
İstiklal Savaşı'nın son muharebesi, Bandırma-Erdek yolu üzerindeki Ayyıldız Tepe'de verildi. Bu çarpışmada şehit düşen askerlerimiz ile komutanları Süleyman Bey'in kabirleri, Bandırma'da Şehitler Anıtı ve Şehit Süleyman Bey ismini taşıyan bir cadde var.
Görüldüğü gibi, 19 Mayıs 1919'da, Samsun'da başlayan kurtuluş hareketinin askeri yönü, 18 Eylül 1922'de, Erdek'in bir muharebe ile kurtarılmasıyla sona ermiş, Trakya ve diğer vatan parçaları, bir tek kurşun bile atılmaksızın, Türkiye'sine dönmüştür.
Bu gerçekler göz önüne alındığında, tesadüf bile olsa, 24 Haziran 1938 tarihi, Atatürk'ün, Kurtuluş Savaşı şehitlerini selâmlaması, hatta kurtardığı vatan topraklarına vedâsı olarak yorumlanabilir.
Ben, neredeyse Kurtuluş Savaşı'nın külleri soğumadan, Erdek'te doğdum. O tarihte Erdek, filmlerdekine benzer şekilde batmış veya harap olmuş gemiler, kasabayı bağlayan yolda, Yunanlıların kaçarken ateşe verdikleri kamyonların iskeletleri, uçurumlu yerlerden denize atılmış savaş malzemesi gibi enkazla doluydu.
Bir Türk olarak, yabancı arşivlerden çok şey öğrendim.
Erdek'in, 2. Dünya Savaşı yılları ile ilgili tarihi de var. Kısaca şöyle:
Almanlar, Fransa'yı işgal edince, bu ülkede Vichy isimli, Berlin taraftarı bir rejim kurulur. 1940'lı yıllarda Fransa yönetiminde bulunan Suriye ve Lübnan'da, Vichy'nin uzantısı olan bir yönetim vardır. İngilizler, De Gaulle'cu Fransız kuvvetleri ile birlikte, Suriye'deki Fransız donanmasından bir kısım gemiler, Türkiye'ye iltica eder. Erdek'e getirilip, gözaltına alınırlar.